Bir destinasyon içinde barındırdığı tarih, kültür, tabiat ve lezzet mirası gibi çekiciliklerden, turizm tesislerinden, yerel halktan, yerel yönetimlerden, yasal düzenlemelerden ve diğer paydaşlardan oluşan girift bir yapıya sahiptir. Destinasyon çatısı altında toplanan bileşenler birbirinden bağımsız ama bütüne bağlı, rekabet halinde ama iş birliği içinde, bireysel ama birbirini tamamlayan bir algoritma ile hareket etmektedir. Bu çelişkili sistemin sorunsuz bir şekilde işlemesi, farklı önceliklere sahip birçok aktör arasında amaç birliğinin sağlanması için destinasyonların etkili bir şekilde yönetilmesi gerekmektedir. Aksi takdirde bir destinasyonun bünyesinde eşsiz çekicilikler barındırsa bile potansiyelini fayda üretecek şekilde kullanması mümkün olmayacaktır
TDGD, turistik ürün potansiyeline sahip destinasyonlarda yer alan fiziki, kültürel ve sosyal değerlerin korunarak turizm amaçlı kullanılmasına duyarlı olan kişilerce kurulmuş, aynı duyarlılığa ve bilgi yüküne sahip farklı meslek gurubundan üyeleriyle bu bilincin toplumda yayılması ve karşılık bulması için faaliyetler yürütüyor.
Dolayısıyla gönüllülerden oluşan bir Sivil Toplum Kuruluşu olarak destinasyon yönetimi ve turizmin geliştirilmesi konusunda çalışmalar yapıyor, toplumsal fayda üretmeye çalışıyoruz. Daha açık bir ifadeyle, destinasyonun turizm faaliyetlerine uygun planlanması, bölgenin fiziksel, kültürel ve sosyal değerlerinin korunarak kullanılması, paydaşların örgütlenmesi, iş ve görev dağılımının uzmanlıklara göre belirlenmesi, tanıtma ve pazarlama çabalarının etkin bir şekilde yürütülmesi, bölgeyi ziyaret eden turistlerin memnuniyetinin artırılması, kısaca bir destinasyonun hem yerel halkın hem de turistlerin fayda bulabileceği şekilde organize edilmesinin gerekliliğine inanıyor ve bunun için çaba gösteriyoruz.
Hedefimiz Türkiye’de turizm ve gelişme potansiyeli olan yöreler, bölgeler, kentler, ilçeler ve köylerdeki cazibe unsurlarını öne çıkarmak; yeni cazibe noktaları oluşturarak yurt içinden ve yurt dışından yatırımcılar ve turistler çekmek üzere tanıtımlarını yapmak; Türkiye’ye daha fazla turistin gelmesini ve gelenlerin daha uzun kalmasını sağlamak; daha çok finansal katkı yapmalarına uygun koşulları oluşturarak sosyal ve ekonomik kalkınmaya ölçülebilir girdiler ve fayda sağlayacak sürdürülebilir projeler hazırlamaktır.
Tarih, kültür, tabiat ve lezzet mirasının Türkiye için tek ve en güçlü rekabet avantajı olduğu inancıyla ve rasyonel verilerle yola çıktık.
Siz de belirttiğimiz bu amaç, hedef ve ilklere fikren ve ruhen katılıyorsanız desteğinizi bekliyoruz.
Teşekkür ederiz.
Prof. Dr. Asım Saldamlı
Yönetim Kurulu Başkanı